fersiz

fersiz
1) сла́бый (напр. о зрении)
2) ту́склый; безжи́зненный, невырази́тельный

fersiz gözler — ту́склый взор; безжи́зненные глаза́


Büyük Türk-Rus Sözlük. 2014.

Игры ⚽ Поможем сделать НИР

Смотреть что такое "fersiz" в других словарях:

  • fersiz — sf. Donuk, cansız (göz, ışık, yüz) Eski yalıların birçoklarının görünüşlerinde ihtiyarların o durgun, dalgın, fersiz ve ölgün yüzlerindeki manalar peyda olmuştu. A. Ş. Hisar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • MAHSUR — Fersiz göz. Yorulmuş, uzun uzadıya bakmaktan donuklaşmış ve göremez olmuş göz …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • aklı — sf. Beyazı bulunan, beyaz renkli Arabacı, içkinin söndürdüğü fersiz, kabarık, aklı gözlerini kızın yüzüne yanaştırarak fısıldadı. P. Safa Birleşik Sözler aklı karalı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bulanık — sf., ğı 1) Bulanmış olan, duru olmayan Koltuğuna oturdu, Haliç in bulanık sularına daldı. F. R. Atay 2) Bulutlu, kapalı (hava) 3) Açık seçik görünmeyen, net olmayan Bulanık görüntü. 4) Donuk, anlamsız, fersiz (bakış) Dimdik oturuyor, bulanık ve… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dal — 1. sf. Çıplak, yalın Dalkılıç. Daltaban. Birleşik Sözler dalfes dalkılıç daltaban daluyku dalyarak 2. is. 1) Ağacın gövdesinden ayrılan kollardan her biri Cılız dallar, yeşili fe …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • donuk — sf., ğu 1) Parlaklığı olmayan, mat Donuk yıldızlar gökte titreşir. N. Cumalı 2) Canlılığı olmayan, fersiz (göz) Bakarsınız donuk bakışlı, alık suratlı bir adam onların elinde bir dâhi çehresi alıvermiş. H. Taner 3) mec. Canlılığı az olan, durgun …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • fersizleşmek — nsz Fersiz duruma gelmek, donuklaşmak ... güneşin bıraktığı ziya artık fersizleşiyor. R. H. Karay …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • fersizlik — is., ği Fersiz olma durumu Bakışlarında zerre kadar dalgınlık, fersizlik göremiyorum. R. H. Karay …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • şekerlenmek — nsz Şekerli eriyiklerin içindeki şeker, billur durumuna gelip ayrılmak Gözleri eski şekerlenmiş şuruplar kadar donuk, fersiz, katı, suyu çekilmiş. R. H. Karay …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yanaştırmak — i, e Yanaşmasını sağlamak Arabacı, içkinin söndürdüğü fersiz, kabarık, aklı gözlerini kızın yüzüne yanaştırarak fısıldadı. P. Safa …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ölü gözü gibi — sönük, fersiz (ışık) …   Çağatay Osmanlı Sözlük


Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»